Toplumca stresli hale geldik. Artan stres yükümüz, gıdalarımızdaki mikrobesinlerin azalması, bozulan hormonal dengemiz, yaşadığımız koronavirüs salgını maalesef saçlarımızı da vurdu. Saç için gerekli vitamin mineralleri 21 Mayıs 2022’de paylaşmıştım.

Bu gönderide de ilgimi çeken bir aromaterapi çalışmasını paylaşacağım:

Saçkıran gibi tedavisi zor olan bir saç hastalığına Anadolu’da yılardan beri sarımsak, gaz yağı gibi nahoş kokulu önermediğimiz uygulamalar yapılıyordu. Çalışmada 86 saçkıran ahstası iki gruba ayrılıyor. İlk gruba aromaterapi karışımı veriliyor:

  • Kekik uçucu yağı (Thymus vulgaris) (2 damla)
  • Biberiye uçucu yağı (Rosmarinus officinalis) (3 damla)
  • Lavanta uçucu yağı (Lavandula officinalis) (3 damla)
  • Atlantik sediri yağı (Cedrus atlantica) (2 damla)
  • Jojoba yağı (3 mililitre)  
  • Üzüm çekirdeği yağı (20 mililitre)

Diğer gruba ise kontrol grubu gibi sadece taşıyıcı yağlar olan jojoba ve üzüm çekirdeği yağı veriliyor.  Bu karışımlar 7 ay boyunca saç derisinde masaj yapar gibi sürülüyor. İlk grupta 35 hastanın 19’u (%44), kontrol grubunda ise 28 hastanın 6’sı (%15) iyileşmiş.  

Sonuç: 2. Grupta olduğu gibi sadece sabit yağlarda oluşan taşıyıcı yağın da bir miktar yararlı etkisi bulunmasına rağmen aromaterapi karışımı çok daha etkili olmuştur. Aromaterapi uygulamasının olumlu diğer yanları yan etki riskinin bulunmaması, sarımsak ya da gaz yağı gibi kötü kokulu olmamasıdır. Bitkilerin iyileştirici gücünü çay, buhur, cilde topikal uygulama, ağızdan direk tüketim gibi farklı uygulamalarla doğru hastada kullandığımızda kolaylıkla açığa çıkarabiliriz.